Firma Adı İletişim Konum
ARKEOLOJİ SANAT YAYINLARI TURİZMCİLİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Firuzağa Mah. Cezayir Sok. No: 5/2 / Beyoğlu / İSTANBUL / TÜRKİYE
İletişim: +90 212 293 0378
Web: https://www.arkeolojisanat.com/
Salon: 7
Stant: 780
Ürün Grupları
  • Kultur Yayinlari

1978 den beri... zoru başarmak Dünya kültür mirasının arkeolojik zenginliğinin önemli bir bölümü ülkemiz toprakları üzerinde yer almaktadır. Araştırmacılarımızın son yıllarda yaptığı çalışmalar önemli gelişmeler gösterse de, Batılıların ülkemizin geçmişine, tarihi eserlerine bizden daha fazla ilgi duyduğu, bilgi sahibi olduğu ve araştırdığı bir gerçektir. Bu açıdan, arkeolojinin geniş kitlelere aktarılması, koruma bilincinin yaygınlaşması, araştırmaların ve kazıların tanıtılması yönünde hareketle 1978 yılında Nezih Başgelen tarafından kurulan Arkeoloji ve Sanat, 45 yıldır ilkeli, istikrarlı, güvenilir ve bilimsel bir çizgide yayın yapmaktadır. Bugün kitap yayınları, dergisi, arşivi, kütüphanesi, teknik altyapısı, projeleri, aktiviteleri, belgeleme çalışmaları, deneyimli kadroları ve İstanbul Galatasaray da ki satış mağazası/kitabevi (ArkeoPera) ile kurumlaşmış güçlü bir yapıya ulaşmıştır. Arkeoloji ve Sanat, ülkemizde tarihi ve doğal çevre değerlerinin korunmasında ve bilinmesinde her zaman duyarlı bir yayınevi olmuştur. Bunun yanı sıra pek çok bilimsel eser yayımlamış, yurtiçi ve yurtdışında yürüttüğü ilişkilerle, Türkiye nin önde gelen kültür kuruluşlarından biri haline gelmiştir. Arkeoloji ve Sanat Dergisi danışma ve ihtisas kurulları, titizlikle uyguladığı yayıncılık ilkeleriyle, uluslararası bilimsel çalışmalarda kaynak olarak gösterilen bir kurum olmuştur.

Arkeoloji Verilen Işığında Türkiye nin En Eski KültürleriArkeoloji
ÜRÜN AÇIKLAMASI:

Ülkemizin kültür mirası, uygarlık tarihinin çok küçük bir dilimini temsil eden ve daha çok kolay algılanır anıt yapıların bulunduğu Efes, Bergama, Boğazköy gibi büyük ören yerleriyle özdeşleşmiştir. Buna karşın görkemli uygarlıkların nasıl geliştiğini ortaya koyan, onların önaşamalarını temsil eden dönemler göz ardı edilmiş, çalışmalar Erken Cumhuriyet Dönemi nde kazısı yapılan Alişar, Alacahöyük, Troya gibi birkaç kazı yeriyle sınırlı kalmıştır. Araştırmaların sınırlılığı, uygarlığın gelişim sürecinin öğrenilip benimsenmesini engellemiş, kalıp bilgilerin ezberleme düzeyinde kalmasına neden olmuştur. Anadolu arkeolojisi 1950 li yıllardan sonra çok az yeni bilginin üretildiği durağan bir döneme girmiştir. Oysa bu süreç içinde çevremizdeki ülkeler arkeolojiye önem vermiş, çok sayıda yeni yer kazılmış ve varlığı önceden bilinmeyen kültürlerin izleri ortaya çıkarılmıştır. Bu süreçte Anadolu nun tarihöncesi ve öntarih çağları, Balkan, Ege ve Yakındoğu uygarlıklarının gölgesinde kalarak önemsizleşmiştir. Bununla birlikte 1968 Keban Baraj Alanı kurtarma kazılarının getirdiği ivme ve heyecan giderek tüm ülkeye yayılmış ve Türkiye de bir arkeoloji patlaması yaşanmıştır. Türkiye halen, bölgesinin arkeolojik bakımdan en az araştırmış ülkesi konumundadır; bazı bölgelerimizin geçmişiyle ilgili hiçbir bilgimiz olmadığı gibi, ülkemizin topraklarında gelişen birçok özgün kültürü de ancak yeni yeni tanımaya başladık. Araştırmaların bu kısıtlılığına karşın son 20-30 yıl içinde ortaya çıkan sonuçlar, dünya uygarlığının gelişim sürecine bakışımızı tümüyle değiştirecek kadar önemli ve çarpıcı olmuş, düşünce sistemimizi zorlamaya başlamıştır. Uzun yıllar Anadolu ve çevresindeki ülkelerde çalışmış olan meslektaşlarımız Antonio Sagona ve Paul Zimansky, ortaya çıkan yeni bulguların ışında Anadolu ve Trakya nın tarihöncesi ve öntarih dönemlerini ele alarak yeniden değerlendirmiş, Anadolu nun uygarlığın gelişim süreci açısından taşıdığı önemi vurgulamışlardır. Son yıllarda ortaya çıkan bilginin alışılagelenden farklılığı ve yoğunluğu, geleneksel kalıpları öylesine zorlamaktadır ki, ortaya çıkan yeni tabloyu konunun uzmanları olarak bile algılamakta güçlük çekmekteyiz. Önceki yıllarda Alacahöyük ve daha sonra Çatalhöyük buluntularının yarattığı şaşkınlığı, günümüzde Göbekli Tepe, Körtik Tepe, Aşıklı Höyük, Tepecik-Çiftlik, Seyitömer ve Küllüoba gibi çok sayıda kazı yerinde yaşamaktayız. Bu yeni bulguların uygarlık tarihine bakış açımıza doğru olarak yansıyabilmesi için kuşkusuz zamana gerek vardır. Yazarlar bu kitapla güç olanı başarmış, başlangıcından Demir Çağı nın içlerine kadar olan süreci çeşitli yönleriyle ele almışlardır. Kitap bir yanda dönemsel, kültürel ve bölgesel farklılıkları çok açık bir biçimde vurgularken, aynı zamanda bütüncül bir bakış açısını kaybetmeden kültürel sürekliliği yansıtabilmiştir. Mehmet ÖZDOĞAN

Taş Çağı Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı GÖBEKLİ TEPE - En Eski Tapınağı YapanlarGöbekli Tepe
ÜRÜN AÇIKLAMASI:

Yaklaşık 12.000 yıl önce, Fırat ve Dicle Nehirleri arasında kalan bölgede, insanlık tarihinin en önemli değişimlerinden biri yaşanmaktaydı. İnsanoğlu avcı-toplayıcı bir yaşam tarzından, yerleşik hayata, çiftçi-üretici düzene geçmek üzereydi. 12.000 yıl öncesinin avci toplayıcılarının bu geçiş döneminde, sandığımız gibi mütevazi ve basit bir yaşam tarzıyla yetinmemiş olduklarını, aksine, görkemli bir evre yaşadıklarını, Göbekli Tepe de bize bıraktıkları izlerde görebiliyoruz. Göbekli Tepe nin etkileyici anıtsal buluntuları yetkin bir taş işçiliğini yansıtmakta, taş üzerinde kabartma tekniğiyle yapılarak aktarılan motiflerin içerik zenginliği ise karmaşık bir düşünsel düzeye ulaşıldığını göstermektedir. Tüm bu bulguların yanında, eserlerin nitelik ve nicelikleri gözlemlendiğinde, raslantısal değil düzenli bir tekrarlama şeklinde saptanabilen büyük boyutluluk, anıtsallık ve sayısal yoğunluk, arka planda olması gereken gelişkin sosyal düzenin, organizasyon ve koordinasyon kabiliyetinin ipuçlarını vermektedir. 12.000 yıl öncesinden günümüze ilettiği bu kapsamlı bilgi hazinesi ile, geçmişimizin önemli bir zaman dilimi hakkında daha önce düşünmemizin dahi mümkün olmadığı soruları üretebilmemizi sağlayan Göbekli Tepe, emsalsizliği ile biz bilim insanlarını olduğu kadar, belki daha da fazla, bulunduğu toprakların insanlarını etkileyen, haklı olarak gururlandıran eşşiz bir değerdir.

Antik Yunan da Mitoloji Masallar ve SöylencelerMitoloji
ÜRÜN AÇIKLAMASI:

Evrenbilim ve Tanrıbilim (Kozmogoni ve Teogoni) Dünyanın Kökeni ve Tanrıların Doğuşu Tanrısal Güç Uğruna Savaşım Babanın Hadım Edilmesi Titan Dövüşleri ve Zeus Saltanatının Yerleşmesi Devler Savaşı ve Typhon ile Çatışma Olympos un Tanrıları Zeus, Gücü ve Aşkları Hırçın Kız Hera Bilge Bakire Athena Altın Lüleli Tanrı Apollon Kırlar Bakiresi Artemis Yaramaz Tanrı Hermes İnsanlara da Tanrılara da Kötü Davranan Ares Şanlı Topal Hephaistos Neşenin Arkadaşı Aphrodite Ölümsüzlerin En Yakışıklısı Eros Ocak Başının Yalnız Tanrıçası Hestia Urania nın Tanrıları Karanlık Nyks Gül Parmaklı Eos Sürekli Gören Göz Helios Boğa Boynuzlu Selene Yeryüzü Tanrıları Neşe Dağıtıcısı Dionysos Priapos, Satyros lar ve Silenos lar En Parlaklar Arasında Bir Tanrıça, Demeter Güçlü ve Yabanıl Pan Deniz Tanrıları Boğuk Uğultuların Tanrısı Poseidon En Eski Deniz Tanrıları Phorkys, Proteus ve Nereus Nereuskızları ve Tethys Ölüler Diyarının Tanrıları Yumuşaklık Bilmeyen Hades Çağların Oluşumu ve Birbirlerini İzlemesi Mitosu Prometheus ve Dünyanın Geçirdiği Çağlar Herkesin Tutulmaktan Mutlu Olduğu Dert, Pandora Deukalion ve Pyrra: Tufan Perseus Kadmos Bellerophontes Theseus Orpheus Asklepios Daidalos ve Ikaros Aiakos Midas Kötülüklerden Kurtaran Herakles Kahramanın Doğuşu ve Gençliği On İki İş Kalydon Yabandomuzunun Avlanması Kentauros lar Savaşı Amazon lar Savaşı Argo Gemisi Yolcularının Serüveni Altın Post Iason ile Medeia Dioskour lar Oidipous Thebai a Karşı Yedi Komutan Pelopsoğulları ndan Atreus Soyunun Serüveni Pelops ve Oğulları Agamemnon ile Klytaimnestra Orestes Troya Destanı Akhilleus Aias Odysseus Aineias Troya nın Fethi

Thames HudsonUNITED KINGDOM
Adres: 181A High Holborn Londra UNITED KINGDOMTelefon: 44 20 7845 5000web: https://thamesandhudson.com

Firmanın kayıtlı marka bilgisi bulunmamaktadır.